Dünden yarım bırakılan işler var. Bu hafta yapılması planlanan ve hafta ortası olmasına rağmen hala başlanılamayanlar. Gelecek haftaya ve ileriki zamanlara dair yapılması gereken başlangıçlar. Çocuklarla ve sevdiklerimizle geçirmek istediğimiz zamanlar, sadece kendimize ayırmak istediğimiz zamanlar. Spor yapmak, istediğimiz beslenme düzenini oturtmak ve keyifli yemek ortamları yaratmak da önemli yaşamdan aldığımız zevk ve verdiğimiz ışık anlamında. En azından haftada üç gün biraz erken yatabilmek, haftada iki gün biraz geç kalkabilmek… Sonra sevdiğimiz müzikler ve aklımızda bir köşede duran ve sayıları gittikçe artan filmler ve kitaplar var ilgilenilmesi gereken. Yeni yerler görme isteği zaten her daim… Ayrıca gönüllü olarak verilen sözler var hem kendimize hem iletişimde olmaktan mutluluk duyduğumuz kişilere. Kafamıza taktığımız ufak tefek şeyler de olmuyor değil tabii ilişkilerimize dair. Bitmez…! …ve bitmesin de…
Archive for » Şubat, 2012 «
Oksitosin nedir? Kendisi sevgi hormonu, aşk hormunu ve hatta sosyallik hormonu olarak da tanınıyor. Doğum esnasında rahmin kendiliğinden genişlemesini ve emzirme döneminde süt salgılanmasını ona borçluyuz. Aşkı başlatan kimyasal da salgıladığımız oksitosinmiş. Oksitosin aynı zamanda aile duygusunu ve evcimenlik hissini de artırıyormuş. National Geographic’e göre oksitosin, dokunma ve sarılma sırasında salgılanan bir hormon. Uyurken sevdiğiniz kişiye sarılmazsanız salgılanmazmış mesela, aynı yatakta uyumak yeterli değil yani. more…
Yaklaşık bir yıl önce haberdar olmuştuk dönüşlerinden ve geldiler. Dün gece tam kadro beraberdik kendileriyle. Ekip yeniden toplandı, sahne şovunda eski günlerin ruhu yeni seyircileri de etkisi altına aldı. Tabii ki sunuculuğu yine ünlü bir konuk yapıyordu, ancak bu kez biraz farklı(!)… Aşk, para hırsı, komedi, psikoloji, hepsi bir arada… Filmde hiçbir zorlama yok. Muppet’lar yine bildiğimiz, hatırladığımız karakterleriyle karşımızda. Başrollerdeki Amy Adams ve Jason Segel‘in hikayesi de aşka bakış anlamında içinizi ısıtıyor. Filmin müzikal tarafı da oldukça eğlenceli bu arada… Filmin öne çıkan şarkılarından “Man or Muppet” en iyi özgün şarkı kategorisinde Oscar adayı. Siz eski dostların hatırına gidin, izleyin; gerisi sürpriz olsun.
Filmin Oscar adayı şarkısı “Man or Muppet”
Karay Türkleri ve Kıbın… Eminim hatırlayanlarınız vardır. Yıl 1994 – 1995 civarıydı. Discovery Channel’da sıkça karşımıza çıkan ve nedense her defasında aynı dikkatle izlediğim bir mini belgesel. Görüntülerde “anam ulusumuzun aşamagın pişirir” diye anlatan, Diana Lavrinovich… Dönemin Kıbın’la özdeşleşmiş ünlü kişisi. Annesi Kıbın yapar, o da nasıl yapıldığını ve hikayelerini anlatırdı. Kıbın nedir, kimler yapar, nelerden yapılır, kökeni nedir; çok kişi ezbere bilirdi o zaman. Kendinizi konuya tamamen hakim olmuş hisseder ve karşı konulmaz bir kıbın yapma isteği duyardınız. Bize çok tanıdık gelen bir tarif aslında, mantıya benzeyen bir lezzeti var gibi. Onca yıl geçmiş olmasına rağmen hala bu kadar net hatırlıyor ve hala aynı şekilde yapma isteği duyuyorsam ilk fırsatta zaman ayırıp yapmak lazım… Siz de denemek isterseniz, tarif burada… Mantı gibi haşlanarak pişiriliyor ama ben pek de bilir kişi olmayarak fırında nasıl olacağını da merak ettim, sonucu size de yazarım.
TEDxReset bu yıl da müthişti. “Quo Vadis” yani “Yolculuk Nereye” başlığı altında birbirinden renkli konuşmacıların deneyimlerini, bakış açılarını ve yaşamdaki yollarını dinledik. TEDxReset’lerin ilginç bir yanı var. Konuşmacıları dinlerken beyninizi üçe bölüyorsunuz. Bir yandan anlatılanları dinlerken, diğer yandan kendi yaşamınızı gözden geçiriyorsunuz ve eş zamanlı olarak da geleceğe dair uyarılar yapıyorsunuz kendinize, aldığınız yeni kararlar eşliğinde… Tüm bunlar olurken aynı zamanda hayatınızın en keyifli günlerinden birini yaşıyorsunuz. more…